Bizi iyiden iyiye takip eden, pek değerli takipçilerimiz biliyordur ki hayatımızın son bir yılında Almanya’da yaşıyoruz ve burayı her geçen gün daha da iyi bir şekilde gözlemliyoruz. Hal böyle olunca bize tuhaf gelen ve garipsediğimiz birtakım şeyler de olmuyor değil. Bizce bunun sayısı çok fakat ilk aklımıza gelen süper ötesi tuhaflıkları sıralarsak ortaya can alıcı 7 seçenek çıkıyor. Evet, başlıktan da net olarak anladığınız üzere bu Pazar ki yazı konumuz Almanya’da karşılaştığımız ultra tuhaf şeyler üzerine. Hazırsanız başlayalım! 😉
1. Almanya’da ev kiralamak
Bu maddeyi okuduğunuza göre bir yanınız “Hadi Almanya’ya taşın!” der gibi geliyor bize. Öyleyse bu maddeyle başlayalım, Almanya’ya hoş geldiniz diyelim öncelikle. Bu daha bir şey değil, daha ne zorluklarla karşılaşacaksınız, bunlar iyi günleriniz😊 Ama burada bu ve bunun gibi zorunlu adımları hallettiniz mi gerisi çok kolay geliyor yaşamak adına. Eğer Almanya’da özellikle Münih, Frankfurt, Berlin, Hamburg gibi büyük bir şehirde yaşamaya başlayacaksanız başına Almanya’da ev kiralamak gibi bir belayı aldınız demektir. Bu saydığımız şehirlerde ev bulmak çok güç, aylar öncesinden ev aramaya başlamak şart, her gün bütün ev portallarını tarayıp neredeyse bütün evlere başvuru yapmak bu işin gerekliliklerinden bazıları. Diğer türlüsünü hayal bile edemiyoruz. Keşke Türkiye’deki gibi kolay olsa dediğinizi duyar gibiyiz çünkü Türkiye’de eğer cebinizde paranız varsa istediğiniz evi kiralamakta özgürsünüz, fakat Almanya’da cebinizde paranız varsa da bırakın istediğiniz evi, herhangi bir evi denk getirip kiralamak ÖSS ilk 3’üne oynamaktan farksız. Önce eğer ki onlarca yaptığınız ev başvurusundan size geri dönüş yapan 1-2 evi (evet rakamla bir iki ev genelde😊 ) ziyaret etmek için ev sahibi size bir randevu tarihi veriyor. Sonra randevu tarihinde bir bakıyorsunuz ki aynı evi sizinle görmek isteyen 15-20 kişi daha var ve herkes tam takım hazırlanıp gelmiş. Herkesin kollarının altında evrakları, kıyafetler o biçim, “ağam ne olur o evi bana ver, benim daha çok ihtiyacım var” dercesine ev sahibine ekstra samimi ve yakın davranma politikaları… Ev sahibi daha sizin yüzünüze bakmadan kolunuzun altındaki evrakları alıyor ve size diğer o adaylarla birlikte ev turu yaptırıyor ve sonra içinizden birine evi vereceğini karar vereceğini söyleyip yollar orada ayrılıyor. Sonraki süreçte ise sizi iki farklı sürpriz bekliyor. Birincisiyle başlayalım; eğer ev sahibi sizi beğendiyse size ikinci bir randevu veriyor, bu işin sonuca ramak kala olan kısmı. Ama orada da bir sürpriz var çünkü toplam başvuran adaylar arasından son kalan 3-5 kişi ile bir kere daha görüşme gerçekleştiriyor ev sahibi ve onlar arasından birini, belki de sizi seçiyor. Gelelim ikinci senaryoya; o çok daha basit, siz bütün belgelerinizi tastamam vermiş olsanız da ev sahibi size bir maille geri dönüş yapıyor (hatta bazen geri dönüş bile yapmadıkları oluyor, o tür durumlarda otomatik olarak elenmiş olduğunuzu düşünmeniz gerekiyor) ve ev için uygun kiracı adayı olmadığınızı iletiyor. Sen o kadar haftalarını, aylarını ver ama o ev olumsuz sonuçlansın. Şimdi hala gelmek istiyor musun Almanya’ya? 😊 Öyleyse Münih’te ev bulma rehberimizi muhakkak inceleyin ve orada epeyce işinize yarayacak tüyo var ve asla pes etmeyin. Zorlukları olsa da Almanya’da yaşamak çok keyifli bizce, eğer ciddi ciddi Almanya’ya taşınmak gibi bir kararınız varsa asla vazgeçmeyin kararınızdan.
2. Kiralanan evler ya eşyalı ya da “tamamen boş” 😃
Almanya’da ev kiralama olayı üst maddedeki kadar da değil, yetmiyor bir golü de tutulacak evden çıkan eski kiracı atıyor. O da yetmiyor, Alman bürokrasisiyle uğraşılıyor ama ona az sonra geleceğiz. Öncelikle Almanya’daki kiralık evler iki türlü oluyor; ya eşyalı ev ya da tamamen boş ev. Fakat “ee ne var canım bunda, Türkiye’de de böyle” demeyin ve bir önceki cümleyi sesli olarak bir kere daha okuyup tekrar düşünün deriz😊 (sürpriz bir gol daha geliyor). Şimdi bir ev eşyalıysa bunda sıkıntı yok aksine sizin için bu durum büyük bir avantaj bile sayılabilir eğer yeni eşya derdine düşüp masraf yapmak istemiyorsanız. Fakat tamamen eşyasız ev nasıl oluyor gelin onu bir açıklayalım 😊 Almanya’da eski kiracılar evlerinden çıkarken evin içindeki birtakım şeyleri de alıp götürebiliyor. Nedir bunlar peki diye sorduğunuzu anımsıyor gibiyiz. Örneğin mutfak dolapları, vestiyerler ve hatta yerdeki parkeler. Evet yanlış duymadınız yerdeki parkeler! Yani tutacağınız evin kira bedeline anlaştıysanız bile sizi bir de bu saydıklarımızı yaptırma masrafı bekliyor olabilir, herhangi bir eve başvuru yaparken dikkatli olun gençler. Ayrıca sizden önceki kiracı bu saydıklarımızı size belli bir bedel karşılığında satabiliyor da. Mantıksız gibi görünse de aslında bu seçenek de mantıklı bir anlamda çünkü Almanya’da her türlü servis gerektiren tamirat işleri çok ama çok pahalı ve önceki kiracının yaptırmış olduğu kullanılmış bu tür eşyaları satın alarak daha ekonomik bir tercihte bulunabilirsiniz. Ama bizce hiç böyle evlere bulaşmayın, hele hele yeni taşınmışsanız Almanya’ya o kadar çok masraf yapmanıza gerek yok ilk etapta.
3. Doğum gününde ofise kendi doğum günü pastanı götürmek zorundasın
Bir tuhaflıklarla dolu Alman geleneğine hoş geldiniz😊 Efenim Almanların gelenekleri bizimkilerden pek bir farklı. Neden diyecekseniz Almanya’da doğum günü pastasını doğum günü çocuğunun en yakınları değil, bizzat kendisi alıp getiriyor. Yani sürpriz yapılması gereken kişi çevresine kendi sürprizini yapıyor. Ne kadar heyecan verici değil mi? 😊 Tabii ki hayır! Diyelim ki bir şirkette çalışıyorsunuz, doğum gününüzde ofisinize pastanızı götürmek de sizin göreviniz. O yüzden yarın öbür gün Almanya’da bir işe girerseniz elinizde pasta olmadan doğum gününüzde işinize gitmemezlik yapmayın sakın, ailenizin bloğu Seyahat Hikayeleri şimdiden uyarıyor 😊
4. Ofise çiçek göndermek burada farklı anlaşılabilir aman dikkat!
Türkiye’de adettendir, birisi yeni işe başladığında şirkete hemen çiçek, çikolata falan gönderilir yeni işin hayırlı olsun babında sevgiliden veya aile, arkadaş çevresinden v.s… Aynı çiçek gönderme davranışı burada çok farklı bir şekilde tanımlanıyor. Bunu da buradaki çok yakın bir arkadaşımızdan biliyoruz. Kendisi burada bir şirkette işe girdiğinde Türkiye’den sevgilisi ilk gün çalıştığı şirkete çiçek göndermiş. Şirkete çiçek geldiğini gören departman arkadaşları başına üşüşüp “ne oldu, bir sorun mu var? Üzdü mü seni? Ne hata yaptı?” tarzında tepkiler vermişler. Yani anlayacağınız burada çiçek göndermek, karşı tarafın size yaptığı bir hataya karşılık sayılıyor. Bu tuhaflık da böyle biline 😊
5. Hemen o son model cep telefonunuzu yere bırakın! Burada tüm işlemler eski usül mektuplarla ilerliyor
Avrupa’nın en güçlü, en üretken toplumu diye adlandırıyoruz ya zaman zaman Almanya’yı, sandığımız kadar çok ileri seviye teknoloji kullanan bir ülke olmadığını yine de sizlerle paylaşmak istiyoruz. Evet Almanya kendi teknolojisini üreten ve bunu dünyaya pazarlama konusunda büyük bir başarıya sahip olsa da, kendi içinde bu teknolojiden çok az faydalanmayı tercih ediyor. Elbette bu konuda Almanların kendince birtakım gerekçeleri var fakat bunun bizim gibi Almanya’da yaşayan insanlara yansıması da tuhaf hissettirmiyor değil. Örneğin bütün devlet dairesi, banka, sigorta şirketiyle olan iletişimler her zaman mektup yoluyla kuruluyor ve o gelen-giden mektuplar hiç bitmiyor. Bazen bu gelen mektuplara cevap verip geri göndermeniz isteniyor ve geri gönderdiğinize karşılık da yeni bir mektup geliyor günler sonra. Bu sistem böyle, zincir kırılmadan devam ediyor. Burada saydığımız hiçbir kurum banka hesabı açtırmak kadar çetrefilli geçmedi yine de, hakkını yemeyelim, hakkını teslim edelim sevgili bankamızın😊 Bir banka hesabı açtırmak ve yine eş zamanlı online bankacılığı kullanmak haftalarca eve gelen birden fazla mektupla halledildi. Gelen maillerin birinde normal banka şifresi, diğerinde online banka şifresi, bir sonrakinde daha değişik başka bir gerekli şifre derken ev şifreli mektuplarla dolup taştı. Bizim de tabii şifreleri çözene dek göbeğimiz çatladı. Eğer hayatınıza yeni heyecanlar arıyorsanız adrenalin sporlarını pas geçin, Almanya’ya taşının buralar çok güzel 😊
6. Yılbaşında kendinize güvenli bir yer seçmezseniz sizi çılgın bir gece bekleyebilir
Türkiye’de o kadar “Adanalı çılgınlıkları” tarzında sayısız haberi yakından takip etmiş bireyler olarak bu bile fazla aşırı geldi. Yahu biz Almanları çok ciddi, disiplinli, asla eğlenmeyen (şaka tabi), ağır başlı insanlar olarak bilirdik genel olarak. Meğer adamlar 365 günün stresini yılın son gününde öyle bir çıkartıyorlarmış ki, bizim Adanalı’lardan daha çok Adanalı’ymışlar da haberimiz yokmuş! Bir gün herhangi bir yılbaşını herhangi bir Alman şehrinde geçirirseniz eğer ne demek istediğimizi daha iyi anlayacaksınız. Çocuk büyük demeden herkes ama herkes ellerinde havai fişek ve birtakım patlayan maddelerle bulundukları şehrin meydanlarında toplanıp bir gecede şehri yakıyorlar resmen. Biz geçen yıl yılbaşında ufak bir Alman şehrinde bulunmuştuk, 1 hafta kaldığımız bu şehirde 1 hafta boyunca üç beş insan dışında sokakta insan görmedik fakat son gün yani yılbaşı günü gelip çattığında o kadar insanı ellerinde meşaleleriyle görmek bizi ters köşe yaptı. Yanmadan zar zor bir yılbaşı gecesi geçirdiğimiz doğrudur fakat başta bu yılki olmak üzere bundan sonraki yılbaşı gecelerinde ne yapacağımızın yanıtını merakla biz de sizler kadar beklemekteyiz. Göreceğiz.
7. Türk dönerinin Avrupa’da yayılım ve asimile oluş hikayesi
Almanya’da dana etinin kilosunun ne kadar ucuz olduğunun namını bilmeyen kaldı mı artık? (alım gücüne oranından bahsediyoruz, TL çarpımından değil). Buna rağmen neden Almanya’daki döner hindi etinden yapılıyor şaşırmıyor değiliz. Oysa Almancılar evlerinde üç öğün kırmızı et yerler, o kadar ucuz onlar için kırmızı ete ulaşmak. Peki daha da önemlisi geliyor; neden Almanya’da dönere “kebap” adı veriliyor? Yani kebap sonuçta başka bir şey. Ayrıca o döner ekmediğinin arasına yoğurt ve çeşitli soslar koyan amca her kimse buradan onu tebrik ediyoruz. Döneri döner olmaktan başka bir hale getirdiğin için teşekkürler!
Bu gibi Almanya’da yaşam üzerine içeriklerimizin sayısını arttırıyoruz çünkü kendi yaşantımızdan deneyimlerimizi paylaşmayı seviyoruz, ayrıca bize sosyal medyadan gelen mesajlarda ve maillerde sizlerin de Almanya’da yaşam üzerine daha çok bilgiye sahip olmak istediğinizi görüyoruz. Öyleyse bir de bizi sosyal medyadan takip edin, orada anlık Almanya üzerine paylaşımlarımız sık sık olabiliyor. YouTube kanalımızı takip etmenizi öneririz çünkü bu tür içeriklerin videolu versiyonları da geliyor yakında, ayrıca Instagram ve Facebook sayfalarımızdan da içeriklerimizle ilgili güncellemeleri takip edebilirsiniz. Hoşça kalın!