Geçen hafta Serkan kendi şehri İzmir’i yazdıktan sonra bu hafta da sıra ben de doğup büyüdüğüm, 26 yıl yaşadığım, bebekliğim, çocukluğum ve gençliğimin en toy zamanlarının geçtiği, beni büyüten, olgunlaştıran, yetiştiren büyülü şehrim İstanbul’u yazmaya karar verdim. İstanbul öyle bir rehbere sığacak, tek kalemde anlatılabilecek bir şehir değil. O yüzden bu İstanbul gezi rehberi benim gözümden en sevdiğim küçücük bir kısmının rotasını içerecek. İstanbul’da yaşarken en sevdiğim rota olan Taksim Karaköy yürüyüş ve keşif rotasını anlatacağım sizlere. İçinde bol bol yürüyüş, sanat durakları, tarih, yeme-içme önerileri olacak. Ben zamanında İstanbul’dan nasıl keyif alıyorsam birebir aynısı bu Taksim gezi rehberinde olacak. Bir hafta sonu ya da okul veya iş çıkışı bir akşama sığdırabileceğiniz nokta atışı öneriler için buyurun benim için en özel gezi rehberine başlayalım!
1. Taksim metrosundan çıktıktan sonra karşınıza çıkan bambaşka bir dünya: İstiklal caddesi
İstiklal caddesinde boylu boyunca bir kere yürümemiş biri İstanbul’u eksik keşfetmiş biridir. Taksim’in başlangıç noktası sayılan bu meşhur cadde Tünel’e dek uzanan ve sizi bin bir türlü keşfe davet eden bir boğaz gibi. Akıntısına kapıldığınızda bir daha asla eskisi gibi olmuyorsunuz. Bu caddeyi kaç kere arşınladım, kaç kere hızlı hızlı ulaşacağım yere gitmek için etrafımı umursamadan ilerledim hatırlamıyorum. Halbuki her sokağı bambaşka dünyalara açılıyor İstiklal caddesinin. Münih’e taşındığımızdan beri İstanbul’a her dönüşümüzde koşarak İstiklal caddesine gidiyorum. Evet, İstanbul artık eski İstanbul değil. Hele Taksim fazlasıyla yozlaşmış bir durumda. Fakat ne olursa olsun biriktirdiğimiz anılar, yaşanmışlıklar bu caddenin içimize işlemesine engel olamıyor. Taksim’e ilk kez gidecekseniz İstiklal caddesini boydan boya yürüyün. Zaten bu rehberin devamında İstiklal caddesi üzerinde severek gittiğim yerleri de anlatmaya nokta nokta devam edeceğim.
2. Beyoğlu’nun ayrılmaz parçaları: Halep ve Atlas Pasajı
Halep Pasajı Taksim’in meşhur Beyoğlu Sineması’nı barındırıyor. |
İstiklal caddesinden kendinizi aşağıya saldığınızda ilk uğrak noktalarınız bu iki pasaj olabilir. Bu iki pasajın da kendine has kimliği, dokusu ve tarihi var. Gerek hediyelik alışveriş gerekse sinemaya gitmek için bol bol uğradığım Beyoğlu’nun binlerce güzel pasajlarından sadece ikisi Atlas pasajı ve Halep pasajı. Atlas Pasajı’nda her yıl Film Ekim’i yapılır. O dönemde özellikle bu pasajda çok güzel filmler izleme şansı yakalayabilirsiniz. 1870’den kalma Atlas Pasajı’nın sineması da binası kadar büyüleyici. Halep pasajı ise Atlas pasajı ile tam karşı karşıya. Burada ise yılların Beyoğlu sineması bulunuyor. İçinde ayrıca metalci abla abilerimize hitap edecek bir kıyafet mağazası da var.
3. Galatasaray’ın mabedi, gece hayatının kalbi: Nevizade
Nevizade bizim gibi iki Galatasaraylı için çok değerli |
Beyoğlu’nda sıra sıra meyhanelerin, birahanelerin dizildiği bir yer Nevizade. Aynı zamanda Galatasaraylı’ların da mabedi denilebilir. Hatta marşları bile var. Özellikle maç günleri tıklım tıklım olan bu yer diğer zamanlarda da gece gezmesi için tercih edilebilecek bir nokta. Nevizade İstiklal caddesinde Tünel’e doğru yürürken Galatasaray Lisesi’ne gelmeden Solakzade sokağından girip ilk soldan dönünce göreceğiniz bir sokak. Başka bir deyişle Çiçek Pasajı’nın hemen arkası. Haritadaki yeri için tıklayın.
4. İkinci el kitap ve plak kokusuna doymak isteyenlerin uğrak noktası: Aslıhan Pasajı
Aslıhan Pasajı kitap kurtları için vazgeçilmez bir adres |
Sahafların ve plakçıların bulunduğu Aslıhan pasajı kitap kokusuna ve müziğe doyacağınız bir yer. Bu pasajda bulunan dükkanlarda zamanda yolculuk yapıyor gibi hissediyorsunuz. Pasajın yeri ise çok basit. Galatsaray Lisesi’nin tam karşısında bulunuyor. İstanbul’da yaşarken bu pasajda uzun saatler geçirip onlarca kitap almıştım. Siz de gidin, böyle yerleri yaşayın ve yaşatın.
5. Hazzopulo Pasajı: Siz Mustafa Amca’nın çayını hala içmediniz mi?
Mustafa Amca’nın çayını içmeden Taksim’den gitmeyin |
Hazzopulo Pasajı Mustafa Amca ile ünlenmiş eski bir pasaj. Mustafa Amca’nın çayı oradaki diğer tüm çaycılardan en lezzetlisi ve sıcağı. Tostları da ayrı güzel. Taksim’de hala yaşayan, hala insan akışının bolca olduğu güzel bir avluda yer alıyor Mustafa Amca’nın çaycısı. Bu avluda hediyelik eşya dükkanları, çok sevdiğim Scala Kitapçı ve hemen yanında yine enfes kebaplar yapan restoran ve elbette çok güzel bir şarapçı var. Yani bu pasajda bulamayacağınız şey yok. En kötü ihtimalle bir çay molası için oturmanızı tavsiye ederim.
6. Hazzopulo Pasajı’nın hemen dibinde bulunan enfes bir lokanta: J’adore Chocolatier
Oh la la Beatrice herkesin en az bir kere yemesi gereken bir lezzet |
|
Burası çikolatası ile meşhur bir lokanta. Bunun dışında hemen yanındaki La Fontana’nın ise pizza ve şaraplarını da tavsiye ederim. Zaten ikisi ortak çalışan yerler. Özellikle sevgilisi ile romantik bir yemek isteyenler için bulunmaz bir nokta burası. J’adore Chocolatier’deki favorilerim ise sıcak sufle ve meşhur tatlısı “oh la la Beatrice”.
7. Tarihi koklayabileceğiniz Taksim’in az popüler nadide güzelliklerinden biri: Mısır Apartmanı
Taksim sanatseverleri doyuracak bir yer |
1910’dan beri Taksim’in çeşitliliğine ruh katan güzel binalardan bir başkası da Mısır Apartmanı. Mısır apartmanında İstiklal Marşı’mızın yazarı Mehmet Akif Ersoy da yaşamıştır. Bu apartman günümüzde birçok galeriye ev sahipliği yapıyor. Genelde akşam 7’ye dek açık olan bu galerilerin tamamı ücretsiz geziliyor. Sadece galeri değil bu tarihi binanın dokusunu ve ruhunu hissetmek için de İstiklal caddesinden Tünel’e doğru süzülürken sol kolda bulunan bu apartmana da bir uğrayın derim.
8. Kiremit dokulu şahane bir mimariye sahip St. Antuan Kilisesi
Göz zevkini doyurmak isteyenler St. Antuan Kilisesi’ne uğramalı |
Bu kilise Taksim gezilerimde sık sık uğramasam da her önünden geçtiğimde kafamı çevirip baktığım, nefes kesici mimariye sahip ve bence Avrupa’da gördüğüm çoğu kiliseden güzel bir kilise. Taksim’e geldiyseniz en az bir kere bu kilisenin de bahçesinde gezin, içini keşfedin ve Beyoğlu’nun farklı kimliklere, dinlere nasıl da yıllarca çok sağlam bir şekilde ev sahipliği yaptığını tekrar hatırlayın.
9. Biraz daha sanata doymak isteyenler buraya: Salt Beyoğlu
Salt Beyoğlu Taksim’in göbeğinde enfes sergiler düzenliyor |
Beyoğlu’nda gezilecek yerler arasında kültür sanata doymak için en nadide yerlerden birisi Salt Beyoğlu. Asıl favorim Salt Galata olsa da -burası bambaşka bir rehberin konusu olacak- Salt Beyoğlu da Taksim’in sanat kimliğine büyük katkı sağlayan ve sanatseverlerin vazgeçilmez noktalarından birisi. Salt Galata Odakule iş merkezinin hemen sağında yer alıyor. Güncel sergiler için tıklayın.
10. Beyoğlu’nda sanatın kalbinin attığı yer: Pera Müzesi
Pera Müzesi’nin ücretsiz günlerini kaçırmayın |
İstiklal Caddesi’nin bir paralelinde ilerleyen Meşrutiyet Caddesi üzerinde bulunan Pera Müzesi gerek koleksiyonu gerekse çok estetik binasıyla İstanbul’dayken sık sık uğradığım noktalardan biriydi benim için. Sık sık uğradığım diyorum çünkü Pera Müzesi’nin her Çarşamba öğrencilere, her gün engellilere ve refakatçilerine ve de 12 yaş altı çocuklara ücretsiz hizmet veriyor. Öğrenci değilseniz üzülmeyin, müze cuma akşamları 18:00-22:00 arası herkese ücretsiz. Ayrıca müze kart ile de yılda bir kere ücretsiz girme hakkı varmış. Bu konuda daha detaylı bilgiyi müzenin resmî sitesinden alabilirsiniz. Osman Hamdi’nin ünlü eseri Kaplumbağa Terbiyecisi’nden tutun da birçok güzel tabloya ev sahipliği yapan ve her daim yenilenen koleksiyonu olan Pera Müzesi’ne hiç gitmediyseniz mutlaka gitmenizi tavsiye ederim.
11. Taksim gecelerinin vazgeçilmez adresi: Asmalı Mescit
Bir zamanlar Taksim gecelerinin tozunu attıran Serkan 🙂 |
Asmalı hala eski Asmalı mı bilmiyoruz ama üniversite dönemimizde sık sık gittiğimiz gece hayatının kalbinin attığı bir yer burası. Çeşit çeşit barlar, kafeler yer alıyor Asmalımescit’te. Gündüz burası muhtemelen bomboşken geceleri sokaklarında adım atacak yer bile olmayabiliyor. Benim Asmalımescit’te en sevdiğim mekanlar; Kafepi, Balkon ve hemen yanındaki Vide Pera.
12. Beyoğlu’nun Avrupai yüzü: Şişhane, Tünel
İstiklal caddesinin vazgeçilmezi 🙂 |
Taksim rotasının benim için bitiş noktası Şişhane Tünel. Buradan sonra devam eden Karaköy ise bambaşka bir dünya. Tünel’e adını veren Şişhane Karaköy arası çalışan finüküler hattı. Osmanlı’nın son dönemlerinde yapılan bu hat şimdiki İstanbul’un eli kolu gibi. Tünel benim için arkadaşlarla buluşma noktası. Tünel’de gündüz buluşulacaksa Galata’ya yürünür, akşam buluşulacaksa da Asmalı’ya gidilir. Her iki noktanın da kesişimidir Taksim, Tünel. Hatta çoğu zaman İstiklal caddesinin keşmekeşini atlatmak için metroda indiğimiz Şişhane durağının başlangıcıdır. Tünel’in açıldığı Pera bölgesini Avrupa’nın birçok şehrine benzetmeniz mümkün.
Benim gözümden İstanbul’un en sevdiğim rotası Taksim Tünel rotasını yazdım sizler için. Bu rotada anlatılacak daha binlerce detay var ama ben en sık yaptığım şeyleri anlatmakla yetindim bu Taksim gezi rehberinde. Bir sonraki gezi rehberlerinde ise benim gözümden başka İstanbul semtlerini anlatmaya devam edeceğim. Bu rehberin yanı sıra son İstanbul gezimizde uğradığımız Taksim’de çektiğimiz videomuz için de Youtube kanalımıza bekliyoruz. Sizin Taksim ve Tünel’de en sevdiğiniz şeyler neler? İstanbul’da favori semtiniz neresi? Yorumlara yazıp bizim de öğrenmemize vesile olursanız çok sevinirim. Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip etmeyi unutmayın. Bir sonraki rehbere dek sevgiyle kalın!