Alberobello Gezi Rehberi: Üzüm Bağları Arasından Masal Diyarına Minik Bir Yolculuk (Puglia Bölüm 2)

Gezip gördüğüm yerleri olabildiğince kendi süzgecimden süzsem de, bazen elimde olmadan onları “muhteşem”, “olağanüstü” gibi sıfatlarla niteleyebiliyorum. Her ne kadar buna dikkat etsem de bazen bu yerlere bu sıfatları yakıştırmadan da olamıyor:) Alberobello da onlardan biri benim için… Alberobello’ya İtalya’nın Bari veya Brindisi şehirlerinden tren, otobüs veya otomobille 1 buçuk, 2 saatte ulaşabilirsiniz. Bari ve Brindisi ise bölgedeki en yakın havalimanlarının olduğu şehirler. Ben Bari’den 1 buçuk saatte trenle gitme opsiyonunu tercih ettim. İnternette araştırırken Alberobello’ya nasıl ulaşacağınıza dair kafanız karışabilir çünkü internetteki bilgilerin ne kadar güncel olduğundan emin olamayabilirsiniz. Olmayınız da, çünkü İtalyan’lar biraz rahat insanlar. Ne de olsa genlerinde o Akdeniz insanına adanan tüm özellikler mevcut:) İtalyanlar birçok alanda çok fazla İngilizce kullanmayı tercih etmediği için doğru bilgiyi araştırıp öğrenmek size kalmış biraz. Tabi İtalyanca biliyorsanız bence pek sorun yaşamazsınız, orası ayrı… Fakat bu kardeşiniz Bari tren garından en doğru bilgiyi ve tren işletme müdürlüğünün saatlerini paylaştığı internet sitesini aldığı için sizi bu yükten kurtaracak. Şuradaki siteden Alberobello’ya günde hangi saatlerde ve nerelerden tren olup olmadığını öğrenebilirsiniz, hatta online olarak da biletinizi satın alabilirsiniz:) Sitenin İngilizce dahil olmak üzere ikinci bir dil seçeneği mevcut değil ama fazla zorlanmayarak tren saatleri ve satın alma işlemlerini gerçekleştirebilirsiniz. Tek yön olarak Bari’den Alberobello’ya tren bileti 4.90 Euro. Gidiş-dönüş şeklinde de alabilirsiniz isteğe bağlı ve gidiş-dönüş şeklindeki bilet satışlarında fiyat değişmiyor. Bu arada önemli bir bilgi daha vereyim; aldığınız bilet tek bir saat için geçerli değil, gün içinde istediğiniz saatteki tren için kullanabilme hakkına sahipsiniz. Tren hareket ettikten sonra, bilet kontrolcüsü biletinizi inceleyip onaylıyor. Yalnız bir önemli bilgi daha vereyim, biletinizi istediğiniz zaman kullanabileceğiniz için tarih ve saat kısmı boş oluyor. Fakat biletinize kullandığınız zamana ait tarih ve saat bilgilerini sizin kalemle yazmanız isteniyor. Aman bu detayı ihmal edip boş bileti bilet görevlisine vermeyin, burası Avrupa her an ceza yiyebilirsiniz:)

Elbette “trullo” evlerinde:) “Trullo” evlerinin günümüzde en yaygın kullanım modeli ya hediyelik eşya dükkanı olarak kullanılmaları, ya da hostel görevi görmeleri. Ben günübirlik gitmeyi tercih ettiğim için konaklama seçeneğini Alberobello’da tercih etmedim. Çünkü her ne kadar eşsiz bir güzelliğe sahip olsalar da ikinci gün aynı yere zaman ayırmayıp yeni yerler keşfetmek için yollara düştüm. Ama kendi tercihinize göre burada konaklayabilirsiniz de… Böyle bir opsiyon olduğunu göz önünde tutabilirsiniz.

Geçtiğimiz yıl İstanbul’da yaşarken ve Listelist’te çalışırken radarıma giren bu yerle ilgili bir yazı yazmıştım. O zamandan beri ilgimi çeken bu yer UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan özel bir yer. Basit bir Google sorgusuyla yeniden ulaştığım o yazıya bir de baktım ki, benim için ikinci Alberobello yazısını, Listelist’te yazmış olduğumun üzerinden tam bir yıl sonra yazmış bulunuyorum.:) (Ona da göz atmak isteyenler olursa şuraya iliştiriyorum).

Buradaki evler mimari açıdan bakıldığında “Şirinler”in kasabasını fazlasıyla anımsatmakta. Bu sebeple eğer Alberobello’ya giderseniz, bu masalsı evler arasında dolaşırken kendinizi “Meraklı Şirin” yahut “Gözlüklü Şirin” gibi hissederseniz şaşırmayın:)

Bu yapıların tipik özelliklerine gelecek olursak; tamamı konik çatıdan oluşuyor ve yine tamamının duvarları harçla örülmüş. Aslında bir bütün olarak, tek tip inşa edilen bu yapıların duvarları kireç beyazı bir renge, çatısı ise gri renkten oluşuyor.

14.yüzyılda dönemin Venedik Kralı’nın bölgedeki evlerden gün geçtikçe daha da artan miktarlarda, keyfi vergi alması burada yaşayanları yeni bir fikre yöneltti. Bölge halkı çareyi evlerini yıkıp, böyle basit bir şekilde taş ve harçlardan evi hiç mi hiç anımsatmayan “trullo”ları yapmakta buldu. Vergi için gelen yetkililer buradaki tüm evlerin yıkıldığını görünce ve vergi alacak bir tane bile ev bulamadığını fark edince saraya elleri boş döndüler. Böylelikle halk “trullo”lar sayesinde acımasız vergilerden yırtmış oldu (Birlikten kuvvet doğar mantığı her zaman tutuyor:) ). “Trullo”lar o gün bugündür varlığını sürdürmekte ve hatta 1996 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girerek de korunmaya alınmış oldu.

Bari’den Alberobello’ya giderken sağlı ve sollu olarak yolun her iki tarafında üzüm bağları ve zeytin ağaçları sizi karşılıyor. Yeşilin izinde, doğayla iç içe muhteşem bir yolculuk deneyimi geçirebileceğinizi garanti edebilirim. Eğer siz de benim gibi birazcık doğaya hayran biriyseniz bu yolculuk sizin için çok kısa ve oldukça keyifli geçecek. Üzüm bağlarından bahsetmişken, İtalyan şaraplarının dünyadaki önemi malumunuz. Puglia bölgesi ise İtalyan şarapçılığında en büyük paya sahip. Bu nedenle Puglia bölgesindeki üzümlerin ne kadar kaliteli olduğunu siz düşünün. Yine zeytincilikte de bölge oldukça verimli araziye sahip. Bu verim yalnızca bölge yahut İtalya sınırları içinde değil, tüm dünyaya ithal edilecek kadar büyük rol oynuyor zeytincilik piyasasında. Alberobello’ların bir kısmının hediyelik eşyacı olduğundan bahsetmiştim, el yapımı zeytinyağı, zeytinyağlı sabun gibi birçok bölgeye has el emeği ürünleri burada bulabilirsiniz.