Frankfurt Gezi Rehberi: Almanya’nın Gökdelenler Şehri

Biz Frankfurt’a Mart ayının ortasında gittik. Bizim kaldığımız günlerin bazısı yağmurlu bazısı ise kapalı havayla geçti ama soğuk değildi ya da biz artık Almanya’nın soğuğuna çok alıştığımız için bize her şey normal geliyor 😊 Yeni bir şehri keşfetmenin heyecanı ile biz yağmura aldırmadan bol bol gezdik ama Main nehri kıyısında yürürken birbirimize hep yazın buraların nasıl güzel ve cıvıl cıvıl olacağından bahsettik. Bu sebeple 2 yıllık Almanya tecrübelerimize dayanarak Frakfurt’a yazın gelmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Aksi halde gri, yağmurlu bir hava sizi bekliyor olacak 😊

Biz Frankfurt’ta 2 gün kaldık ve bu süre şehri keşfetmemize yetti de arttı bile. Hatta ilk gecemize konser bile sıkıştırmıştık ve yine de doya doya gezebildik. Zaten şehrin merkezi küçük ve sallana sallana gezince 2 günde keşfedeceğiniz yerler. Tabii ki başka aktiviteler sığdırarak bu süreyi 3-4 güne çıkarmak mümkün ama sadece Frankfurt’ta kalacaksanız fazlası sıkabilir 😊

Frankfurt konaklaması maalesef pahalı şehirlerden biri. Çünkü kendisi dünyanın en büyük fuar merkezlerinden biri olan Frankfurt Messe’yi barındırıyor ve bu sebepten konaklamalar fuar sezonlarında pahalı oluyor. İlginç olarak konaklaması hafta sonları nispeten daha ucuz olan bir şehir burası. Nerelerde kalabileceğinizi Booking üzerinden kontrol edebilirsiniz ama nerede kalmayacağınızı biz kolaylıkla söyleyebiliriz 😊 Bu arada bizim şuradaki linkimiz üzerinden rezervasyon yaparsanız da %10 indirim alırsınız 🙂 Almanya şehirleri için neredeyse vazgeçilmez bir gerçek olan tren garı civarının nispeten daha tekinsiz yerler olması durumu sebebiyle Frankfurt’ta da özellikle Bahnhof civarında konaklamamanızı tavsiye ediyoruz. Biz öğrenci populasyonunun nispeten daha yoğun olduğu Bockenheim’da kaldık. Burası hem lokal olması hem de birçok restoranı civarında bulundurması sebebiyle hoşumuza gitti size de tavsiye ederiz.

Biz Frankfurt’a Münih’ten trenle geçtik. Siz de herhangi bir Alman şehrinden Frankfurt’a geçmeyi planlıyorsanız DB’nin sitesinden trenlere bakabilirsiniz. Bunun dışında Türkiye’den Frankfurt’a direk birçok uçuş var. Frankfurt içi ulaşımda da mümkünse bol bol yürümenizi tavsiye ediyoruz. Aşağıda anlattığımız gezilecek yerlerin tümü birbirine çok yakın mesafelerde. Biz ilk gün konsere gideceğimiz için ve konser salonu şehir merkezinden biraz uzakta olduğu için günlük bilet aldık ama ertesi gün her yeri tamamen yürüyerek keşfettik. Almanya’da metroya binmeden önce geçmek zorunda olduğunu turnike vs yok o sebepten elinizi kolunuzu sallayarak giriyorsunuz ama herhangi bir ulaşım aracını kullanmadan mutlaka biletinizi almayı ve peronlara inmeden önce bulunan yerlerde biletlerinizi onaylatmayı unutmayın. Günlük bilet alınca onaylatmanıza gerek olmuyor çünkü biletin üzerinde tarih yazıyor.

Frankfurt’ta başımıza neler gelmedi ki:D En başta anlattığım gibi buraya Serkan’ın doğum günü süprizi için gelmiştik. Peki neden Frankfurt? Şehrin özel bir sebebi yok yalnızca sevdiğimiz grubun konserinin Serkan’ın doğum gününe denk gelmesi vesilesi ile yolumuz Frankfurt’a düştü. Sabah trenden inerken tripodumuzu unuttuk. Öğlen yeme içme yerleri ararken gezdiğimiz ilk dört restoran kaplı çıktı ve bu da yetmediiii konser iptal oldu. Evet malesef o kadar yol tepip heyecanla aylar öncesinden yaptığım plan suya düştü ve konserin ertelendiğini kapısına gidince öğrendik. Ama tüm bu sorunlara rağmen moral bozmadan gezimize devam ettik neyseki elimizde keşfedecek bir şehir kalmıştı ve onu da son dakikasına kadar kullandık 😊 Şu videomuzda Frankfurt’ta başımıza gelen en tuhaf günü anlattık. Bir de neler olmuş öyle bizeyi video olarak izlemek isterseniz bekleriz. Videoyu beğendiyseniz abone olup, destek olmayı ihmal etmeyin 😊

Eğer Almanya’ya ilk kez gelecekseniz kesinlikle Frankfurt’tan gezmeye başlamayın. Çünkü diğer Alman şehirlerinin kendine özgü kültürel ve tarihi dokusu Frankfurt’ta çok az. Tamamen yeni ve modern mimariden oluşan Frankfurt İstanbul gibi bir şehirden geliyorsanız hele sizi çok heyecanlandırmayabilir. Ama biz Münih gibi yemyeşil bir şehirden gidince yeniden modern bir şehirde olma hissini sevdik. Frankfurt çok büyük bir şehir de değil. Şehrin eski kısmı küçücük. Ama yine de birbirinden farklı mimarisini görmek için burası keşfedilmeye değer.

Eğer daha önce Alman mutfağı denemediyseniz kesinlikle Frankfurt’a kadar gelmişken özellikle buranın meşhur sosisi Frankfurter Wurst’u denemenizi tavsiye ederiz. Biz 2 yıldır Almanya’da yaşadığımız ve Alman mutfağına aman aman bayılmadığımız için Frankfurt’ta pizza ve hamburger yemeyi tercih ettik. İlk gün Bockenheim bölgesindeki hem ucuz hem de lokal olan bir pizzacıya gittik. Pizzeria Paolo’daki fırında yaptıkları pizzayı da mantarlı kremalı makarnalarını da beğendik. İlk gün kahve ve tatlı molamızı ise şehrin göbeğinde, bulunan tarihi bir mekan olan Cafe Hauptwache’de verdik. Burası da tatmin edici idi. İkinci günümüzde ise yine aynı bölgede bulunun Fletcher´s Better Burger adlı hamburgerciye gittik. Burası minik çaplı bir fast food zinciri ama hamburgerleri kesinlikle lezzetli. İkinci günün kahve molasını ise Alte Brücke’nin dibinde bulunan The Holz Cross Brewing Sociey’de verdik. Kahve bir tık pahalı bir yer olsa da günün yorgunluğunu atmak için güzel ambiyanslı ve lokal bir kahveci olduğu için keyifle oturduk. Frankfurt bizi yeme içme konusunda hayal kırıklığına uğratmadı ve Münih’e göre de ucuz olduğunu anladık.

Aşağıda Frankfurt’ta ortalama harcadığımız tutarları listeledik. Şehirde ne yedik, toplam kaç para ödedik ve Münih’le Frankfurt pahalılık açısından nasıl gibi soruları şuradaki videomuzda yanıtladık.

Frankfurt-Münih gidiş dönüş biletleri : 70 Euro

Çift kişilik gecelik konaklama: 60 Euro

Şehir içi ulaşım için günlük bilet kişi başı: 5,35 Euro

Bir kahve: 2-4 Euro arası

Güzel bir İtalyan restoranında bir pizza: 6-12 Euro

Hamburger: 7-10 Euro arası

1. Römer

Frankfurt’un en popüler noktası neresi derseniz hiç düşünmeden Römer deriz. Römer Frankfurt’un eski şehir kısmı. Buraya adını verense Alman bir aile. Bu ailenin soyadı olan Römer’de ortaçadan kalma neogotik Alman mimarisinden evler bulunuyor ve hemen karşısında ise her Alman şehrinin ayrılmaz parçası Rathaus yani belediye binası bulunuyor. 

Burası hiçbir Alman şehrine benzemeyen hatta daha çok Manhattan ya da İstanbul’dan örnek vermek gerekirse Levent-Maslak kıvamında gökdelenlerden oluşan şehrin beyaz yakalılarının doluştuğu bir bölge. Aynı isimde metro ve tramvay durağı da bulunuyor. Frankfurt Avrupa Birliği’nin finans merkezi olduğu için tüm bankaların, büyük şirketlerin genel merkezleri görkemli upuzun bu gökdelenlerde yer alıyor. Civarında beyaz yakalılara hitap eden birçok restoran ve cafe bulunuyor. Siz istemeseniz de şehrin her yerinden bu bölgeyi görüyorsunuz 😊

Adı gibi tamamen demirden yapılmış Frankfurt’un en tursitik noktalarından biri burası. Aynı zamanda gün batımını nehrin üzerinden şehrin manzarasına doğru izlemek için de ideal bir nokta bizce. Eiserner Steg köprüsü de çoğu Avrupa şehrindeki gibi kilitli anahtarlarla süslü.

Frankfurt’taki diğer köprülerden biri de Alte Brücke. Burası adı gibi eski ve tarihi bir köprü. Tarihi dökumanlarda 1022’ye kadar tarihinin uzandığı söyleniyor ve şehrin yapılaşma evresinde köprünün etkisinin büyük olduğu anlatılıyor.  Şu anki görünümünü ise 1926’da almış. Eiserner Köprüsü’ndeki turist kalabalığını istemezseniz günü bu köprüde de batırabilirsiniz 😊

Alte Oper eskiden opera salonuymuş ama şu an konser salonu olarak kullanılıyor. Gezinize bir de konser katmak isterseniz programlarını sitesinden inceleyebilirsiniz. Alte Oper adında metro durağı da var. Burada inerek buraya ulaşabilirsiniz ama kendisi eski şehir sınırlarına çok yakın ve meşhur Zeil caddesinin de geçtiği bir yer olduğu için buraya da yürüyerek gitmenizi tavsiye ederiz. Alte Oper’de şık kafeler, canlı bir cadde bulacaksınız.

Main nehri Frankfurt şehrinin adında da geçen Frankfurt am Main yani Main nehrindeki Frankfurt. Almanya’da Frankfurt adında başka küçücük bir şehir daha olduğu için bu adı vermişler. Main nehri ise şehrin adeta damarı gibi her yerinden geçiyor. Römer’i gezdikten sonra çok az yürüyerek kendinizi nehrin kıyısına atabilirsiniz. Nehrin kıyısında boylu boyunca yürümek, hemen dibinde uzanan parkta dinlenmek gezinize renk katacaktır. Biz yağmura rağmen uzun uzun yürüdük.

Yol kenarında kendi halinde küçük bir kilise burası. Biz kilise gezmeyi yüzyıl önce bıraktığımız için ilgilisi olur diye buraya eklemeden geçmedik.

Benim en sevdiğim kısım olan yeni bir şehirde gezerken alışveriş yapma kısmını Frankfurt’ta burada gerçekleştiriyorsunuz. Birçok ünlü markayı birarada tek atışta bu uzun caddede bulabilir, alışverişe, kalabalığa ve hareketli şehir yaşamına doyabilirsiniz. Biz bunları Münih’teyken özlediğimiz için burada biraz zaman geçirdik diye itiraf etmeden geçmeyelim.

Goethe strasse birçok pahalı marka mağazaları da bulunduran bir cadde. Biz öylece bakıp geçtik, siz belki alışveriş yaparsınız bilemeyiz 😊 Paranın kimde olduğu bilinmez neticede 😀 Gezdiğimiz yerler dışında Frankfurt’ta gezilecek yerler arasında olabilecek ama bizim vakit ayırmadığımız şu yerler de ilginizi çeker diye yazıyorum. Palmen Garten botanik bahçe gezmek isteyenler için, Goethe’nin Evi ünlü yazar Goethe’nin hayatı hakkında detaylar öğrenmek için, Stadel Müzesi sanata ve mimariye doymak için gezilebilir.

Bir rehberin daha sonuna geldik. Bizi sosyal medya hesaplarımızdan takip edip Almanya’da yaşam ve seyahat hakkında daha çok bilgiye ulaşmayı ihmal etmeyin.

Sevgiler!