Bir haftalık Kuzey İtalya rotamızdan taze döndük. O kadar büyüleyici bir İtalya turu yaptık ki döner dönmez her detayıyla Kuzey İtalya Turu rehberini yazmaya başladık. Bu yazıyla bizi ilk kez keşfedenler için, Seyahat Hikayeleri blogumuza hoş geldiniz! Her gezi deneyimimizi anlık paylaştığımız Instagram sayfamıza ve uzun ve keyifli gezi vlogları izleyebileceğiniz Seyahat Hikayeleri Youtube kanalımıza da bekleriz. Bu yazıda Dolomitler, Val di Funes, Verona, Venedik ve Garda Gölü’ne yaptığımız bir haftalık dolu dolu gezimizin rota detaylarını okuyacaksınız. Yurtdışında araç kiralamadan, Almanya-İtalya arası otoyol ücretlerine, Kuzey İtalya’da gezilecek yerlere ve İtalya turumuzun deneyimlerine dek tüm detayları bulacaksınız. O zaman hemen başlayalım!


Kuzey İtalya Turu Planlama
Kuzey İtalya turu planlarken ne amaçla gezdiğinizi ve ne zaman gideceğinizi belirlemek çok önemli. İtalya’nın kuzeyi size doğa turu, kültür turizmi, kayak turizmi, şarap rotası ya da tarihi şehir deneyimi konusunda birçok farklı şey sunabilir. Ne istediğinizi düşünüp İtalya turuna öyle karar verin deriz. Bizim gezimizin amacı hem özlediğimiz doğaya Dolomitler, Funes Vadisi gibi dağlık bölgelerde doymak hem de Kuzey İtalya’da henüz gezmediğimiz Venedik, Vereno gibi tarihi şehirleri gezerek bir İtalya havası almak ve en sonunda da Garda Gölü gibi huzurlu bir yerde minik bir mola vermekti. Bu rota aradığımız tüm bu kriterleri bize fazlasıyla sundu. Dolayısıyla Kuzey İtalya’da seçenek çokken siz ilk başta ne istediğinizi bir kere daha düşünün. Ama merak etmeyin bu İtalya rehberi size İtalya planlarınız için yukarıda bahsettiğimiz her şeyi anlatacak 😊


Kuzey İtalya Turu ne zaman planlanır?
Kuzey İtalya, her mevsimde harika güzellikler sunan bir bölge. Ancak, seyahati planlarken her mevsimin sunduğu farklı deneyimleri göz önünde bulundurmak gerekiyor. Bu yüzden bu kısımda her mevsimde sizi bekleyen deneyimleri özetlemek istiyoruz.
Eğer Kuzey İtalya’ya Mart-Mayıs arasında yani ilkbaharda giderseniz hava ılıman, doğa canlanmış ve turist kalabalık turist ordusu henüz oluşmamış olur. Ancak Bolzano ve Val di Funes gibi doğa harikası yerlerde hava Haziran’a dek çok değişken olduğu için sizi yağmurlu günler de bekliyor olacaktır. Fakat Venedik, Verona ve Sirmione gibi şehirleri çok rahat ve güzel bir havada keşfediyor olacaksınız. Biz Kuzey İtalya turumuzu haziranın ikinci haftası yaptık ve Dolomit bölgesinde hala üşürken Venedik, Verona kısmında gündüz sıcaktan piştik. Ama en güzel kısmı Garda Gölü’nde rahatça yüzmek oldu. Dolomit bölgesine Haziran-Ağustos arası gitmek uygun olabilir fakat yazın bu sıcak döneminde İtalyan şehirlerinden uzak durmanızı tavsiye ederiz. Bunun dışında Eylül-Kasım ayları yani sonbahar, Kuzey İtalya’nın üzüm bağları ve şarap tadımları için en uygun zamanlardan biri. Hava tıpkı ilkbahar gibi gelgitli olsa da yoğun turistik dönem azaldığı için genel olarak gezmesi çok keyifli olacaktır. Aralık-Ocak aylarında ise, özellikle Bolzano ve çevresindeki dağlarda kar yapmak en ideali. Dolomitler ve Val di Funes’in manzaraları bu dönemde eşsiz olacaktır. Özetle Kuzey İtalya’yı gezmek için en ideal zaman özellikle kayak tatili yapmayacaksanız, ilkbahar ve sonbahar ayları ya da en geç haziran sonu.


Almanya’da Araç Kiralamak- Münih Havalimanı
Yolculuğumuzun başlangıç noktası Münih Havalimanı ve aynı zamanda aracımızı kiralağımız yer. Araç kiralama süreci oldukça hızlı ve sorunsuz oldu. Almanya’da yaşayan biriyseniz ve sadece Türkiye’de geçerli ehliyetiniz varsa ilk 6 ay Almanya içinde araç sürebilir ve rahatça Almanya’da araç kiralayabilirsiniz. Eğer 6 aydan fazladır Almanya’daysanız maalesef ehliyetiniz artık Almanya’da geçerli değil. Fakat diğer ülkelerde rahatça Türk ehliyetinizi kullanabilirsiniz. Böyle bir durumda Milano’ya uçmanızı ve bu rotayı tersten şekilde Milano’dan başlatmanızı tavsiye ederiz. Türkiye’den Kuzey İtalya’ya gidecek kişiler de rotasını bizim gibi Münih’ten başlatıyorsa şehir içinde değil de Münih Havalimanı’nda araç kiralamanızı tavsiye ederiz.
Herhangi bir gezimizde araç kiralarken her daim sigorta da yaptırıyoruz. Bu kez Almanya’da araç kiralarken sigorta dahil günlük 52 Euro’ya bir haftalığına araç kiraladık. Bu rotada araç kiralamak, özellikle uzun yolculuklar ve çevreyi keşfetmek isteyenler için epey rahatlatan bir seçenek oluyor. Zaten bu rotada geçtiğiniz her kesim eşsiz manzaralarla dolu ve bu manzaralar daha Münih’ten çıkar çıkmaz Garmisch Paternkirchen’dan başlıyor.


Almanya’dan İtalya’ya Otoyol ve Geçiş Ücretleri
Bu yolculuğa çıkarken kafamızı kurcalayan en büyük sorulardan biri hangi ülkede otoyol ücretlerini nasıl ödeyeceğimiz oldu. Bizim rotamızdaki ilk durak Bolzano Münih’ten yaklaşık 3,5 saat sürüyor ve bu rota Almanya’dan başlayıp Avusturya üzerinden İtalya’ya ulaşıyor. Yolculuk sırasında geçtiğimiz güzergahlarda Avusturya ve İtalya kısmı otoyoldan ücret alıyor. Almanya otobanları hem ücretsiz hem de çoğunlukla hız sınırı yok😊 Bu rotanın otoyol ücreti olan kısmı Avusturya ve İtalya. Şöyle özetlemek gerekirse:
- Münih’ten Avusturya Sınırına: Almanya otoyollarında herhangi bir ücret yok.
- Avusturya: Avusturya otoyollarını kullanmak için bir vinyet (geçiş ücreti) almanız gerekiyor. 10 günlük vinyete 11,5 Euro ödedik. Sadece vinyet değil kullandığınız otoyola göre otoyol ücreti de ödemeniz gerekebilir. İtalya’ya giderken A13 Brenner Otoyolu’nu kullanmanız gerekiyor. A13 Brenner Otoyolu’nun ücreti de 22 Euro. Yani sadece Avusturya’yı hem giderken hem dönerken geçmek için 33,50 Euro ödedik.
- İtalya: Avusturya-İtalya sınırında yer alan Brenner Geçidini geçtikten sonra İtalya’da da otoyol ücreti ödemeniz gerekiyor. İtalya’daki otoyol ücretlerini otoyolu kullanım mesafenize göre ödüyorsunuz. Biz Bolzano merkeze varana kadar olan kısıma 8,40 Euro ödedik. İtalya otoyol ücretini dijital olarak almak zorunda değilsiniz. Otoyola girerken size verilen bileti alıyor, çıkarken de parasını gişeden ya kartla ya da nakit ödüyorsunuz.
Avusturya vinyetini online almak ve otoyol ücretini de dijital ödemek isterseniz ADAC sitesini kullanabilirsiniz: Digitale Maut & Vignetten Produkte des ADAC
Almanya’dan İtalya’ya Detaylı Rotamız
Hadi şimdi gün gün Kuzey İtalya’da 1270 km sürecek maceramızı nasıl planladık detayları ile anlatalım.


1. Gün: Münih’ten Bolzano’ya Yolculuk
İlk gün öğlen Münih’ten yola koyulduk. Avusturya’da minik bir mola verdikten sonra toplam 4 saatte Bolzano’ya vardık. Yolculuğun kendisi bile o kadar güzel manzaralarla doluydu ki hem Almanya’da hem Avusturya’da hem de İtalya’da Alpleri doya doya izleyerek geldik. İlk günümüzün hedefi kolaydı Bolzano’yu gezmek, yemek yemek ve Bolzano’ya 20 dakika mesafedeki dağ otelimize geçmekti.
Bolzano, Dolomitler ve Süd Tirol rotasını tüm detaylarıyla yakında burada olacak rehberimizde okuyabilirsiniz:)
Konaklama : Naturhotel Wiserhof
Bu otel Bolzano’ya 20 dakika mesafede, Alplerin eteğinde etrafında hiçbir şey olmayan inanılmaz huzurlu bir yer! Kocaman bahçesinde koşturan otelin kedisi ve köpeğiyle ortam daha da samimi oluyor. Biz konaklamamızı kahvaltı dahil aldık ve otelden genel olarak memnun kaldık. Naturhotel Wiserhof’ta konaklamak isterseniz tıklayın.


2. ve 3. Gün: Dolomitleri keşif!
İlk günün yorgunluğunu attıktan sonra sabah dağ otelimizin tadını çıkarıp, sıkı bir kahvaltı sonrası Funes Vadisi’ne gittik. Burada şahane manzaralı St. John Kilisesi’ne yol üstü uğrayıp harika manzaralara şahit olduk. Sonrasında 15 km süren ve Funes Vadisi’ndeki meşhur rotalardan biri Adolf Munkel Yolunu yürüdük. Bu doğa yürüyüşü o kadar iyi geldi ki yorgunluğumuza rağmen Dolomitler’in tüm güzelliklerine şahit olmanın huzuruyla rotamızı tamamladık. Üçüncü günümüz Ortisei, Seccada ve Venedik’e geçmeden önce konakladığımız Carpellini şehrinde geçti. Süd Tirol’ün keyifli manzaralar içeren bu bölgesi aradığımız doğa tatilinin hakkını sonuna dek verdi.
Konaklama: Hotel Alla Posta
Val di Funes’teki bu otel, bölgenin tarihi dokusu gibi kendi de epey tarihiydi. Dört yıldızlı, her penceresi dağlara bakan, içinde lezzetli bir gurme restoran ve İtalya’da içtiğimiz en ucuz kahveleri servis eden bir barı var. Gerek çalışanların kibarlığı gerekse fiyat performans skalasını hakkıyla dolduran bu otelde konaklamak isterseniz tıklayın.


4. Gün: Bolzano’dan Venedik’e Yolculuk
Sırf geldiğimiz yolu tekrar dönmeyelim diye geldiğimiz Caprelli şehri çok küçük ama inanılmaz keyifli bir yer çıktı. Özellikle kaldığımız otel Hotel Alla Posta’dan fazlasıyla memnun ayrıldık. Sabah 10’da yola çıkıp iki saat süren yolculuk sonrası su kanallarıyla ünlü İtalya’nın en bilinen şehri Venedik’e vardık. Venedik tarihi merkezine araç park etmek mümkün olmadığı için şu konumdaki belediyeye ait park yerine günlük 5,5 Euro gibi makul bir ücretle aracımızı park edip, 1 durak uzaklıktaki Venedik merkeze gitmek için otobüsü kullandık. Venedik’i günübirlik gezdikten sonra akşam vakti asıl konaklayacağımız şehir Verona’ya sürdük. Venedik’ten Verona’ya geçiş yaklaşık 1,5 saat sürdü ve bu kez otoyol kullanarak değil de küçük kasabaların rengarenk evleri arasından geçerek Romeo ve Juliet’in şehri olarak bilinen Verona’ya vardık.


5. Gün: Verona
Verona bizi tarihi ve romantik atmosferiyle ciddi manada büyüledi. İtalya’da gezilecek şehirleri saysanız belki ilk onda aklınıza gelmeyecek ama gezilecek yerler listenizde İtalya turu için mutlaka eklemenizi tavsiye edeceğimiz bir şehir burası. Biz Verona’da iki gece konaklayıp, hem şehrin tadını çıkarttık hem de lokal deneyimler elde ettik. Genç bir İtalyan çiftin evine taze makarna yapmaya gittiğimiz unutulmaz akşam da Verona’yı sevmemiz için fazlasıyla yetti. İtalya’daki makarna kursu deneyimimizin özetini şuradan izleyebilirsiniz. Aynı kursu siz de yapmak isterseniz linke tıklamanız yeterli.
Konaklama: Castel Montorio
Verona en güzel konaklama deneyimi yaşadığımız yerlerden biriydi aynı zamanda. Şehir merkezine 2 km uzaklıkta kaldığımız bir İtalyan villası, şansımıza kimse de olmayınca harika bir deneyim geçirmemizi sağladı. Gerek manzarası, gerek bahçesi gerekse evin içinin güzelliğiyle çok rahat ettiğimiz bir yer oldu. Castel Montorio’daki rüya gibi villanın detaylarına tıklayarak bakabilirsiniz.
6. Gün: Garda Gölü ve Sirmione
Verona’dan sadece 40 dakikalık bir yolculukla Garda Gölü’ne ulaştık. Burası tatilciler için inanılmaz popüler bir destinasyon özellikle de Almanya’dan gelenler için. En çok sevilen yer ise Sirmione Kasabası, Garda gölünün incisi.
Sirmione Konaklama: Villa Pioppi Hotel
Villa Pioppi Hotel – Garda Gölü’ne yakın bu otel, sakin ve huzurlu bir ortam sunuyor. Göl kenarında dinlenmek ve gezinin son günlerinin tadını çıkarmak için ideal bir yer.


7. Gün: Sirmione’den Münih’e Dönüş
Gezi boyunca yaklaşık 1270 km yol yaptık ve her anını dolu dolu geçirdik. Bu rota, doğanın ve tarihin iç içe geçtiği harika bir yolculuk oldu. Umarım siz de bu rotayı takip ederken en az bizim kadar keyif alırsınız!
Seyahat hikayelerimiz için bizi Instagram ve YouTube üzerinden takip etmeyi unutmayın!