Ailenizin blogu Seyahat Hikayeleri sizler için yurt dışında, birbirinden farklı ülkelerde, birbirinden tamamen farklı hikayelere sahip kişilerle röportajlar gerçekleştirip onların hikayelerini birinci ağızdan sizlere aktarmak için bir adım daha attı. Bu kez rotamızı biraz daha uzağa kırıyoruz! Ne uzağı? Resmen dünyanın öbür ucuna adeta! Avustralya’da yaşam ve yine Avustralya’da çalışma hayatı üzerine bu haftaki konuğumuz Cem. Bu hafta biz geriye yaslanıp klavyeyi (geleneksel medyada koşturuyor olsaydık burada “mikrofon” dememiz gerekirdi ama burası yeni nesil medya kardeş) Cem’e bıraktık, o bize tüm Avustralya deneyimlerini aktardı. Hadi sizi Cem’in hikayesiyle baş başa bırakalım.
1. Merhaba Cem, seni biraz tanıyalım öncelikle. Ne zamandan beri Avustralya’da yaşıyorsun, günlerin nasıl geçiyor Avustralya gibi dünyanın uzak bir köşesinde?
2. Bildiğimiz kadarıyla İTÜ’den mezunsun. Sonrasında Türkiye’de kalmayıp, Avustralya’ya gitmeye nasıl karar verdin?
3. Avustralya’ya taşınmayı tercih ederken sana cazip gelen şeyler nelerdi?
4. Avustralya vizesini nasıl aldın ve hangi tip vizeyle Avustralya’ya gittin? Biraz o süreci de anlatır mısın?
476 numaralı yeni mezun vizesini alarak geldim. 1-2 ay içinde vize sonucu çıkıyor. Gerekli olan belgeleri toplamak biraz zaman alıyor sadece. Eğer mezun olduğun bölüm Avustralya’nın aranan meslekler listesinde ise ve IELTS skorun minimum 6 ise kısaca gerekli şartları sağlıyorsun. Vize formunu doldurup, gerekli evrakları sağladıktan sonra gerisi buradaki vize veren kurumun elinde.
5. Avustralya’da yaşamaya karar vermeden önce de yurt dışına çıkmış mıydın? Ve Avustralya’ya daha önce gitmiş miydin?
6. Avustralya’da yaşarken ilk geldiğinde karşılaştığın zorluklar nelerdi?
Ben haziran ayında geldiğimde hava şartları oldukça kotuydu. Son 3-4 yılın en soğuk kış mevsimiydi. Özellikle Melbourne soğuk bir şehir. Eğer Avustralya’yı filmlerdeki gibi sörf, güneş, deniz, kum ve güzel insanlar olarak hayal ediyorsanız yanılıyorsunuz diyeyim. Ha tabi onlar yok mu var ama maalesef Melbourne’de değil. Burada Melbourne için kullanılan bir terim var “4 seasons in 1 day”. Hava her an değişebilir, sabah güneşli iken öğlen yağmur yağar, akşam sıcak hava dalgası basar sonrası fırtına. İklime alışmak ilk zorluklardan biriydi. Daha sonra iş bulma süreci büyük bir zorluktu. Çok süründüm diyebilirim. 1 yıl kıt kanaat geçindim. Aldığım maaş anca kiraya ve yememe yetiyordu, tabi arada gezip tozuyordum da eğer çalıştığım işlerden vakit bulabildiysem. Benim bir diğer dezavantajım da hayat standardımı yüksek tutamaya çalışmamdı. Sürünsem de buralarda en azından iyi bir evde ve semtte oturuyorum diyerekten kendimi teselli ediyordum. Arkadaş edinmek de burada kolay olan bir süreç değil. İnsanlar sıcak kanlı gözükse de sizi yıllara yayılmış oturmuş bir arkadaş çevreleri ve grupları içine almaları pek de kolay olmuyor. Birkaç Aussie arkadaşımın dışında çoğunlukla ilk arkadaşlarım benim gibi buraya farklı ülkelerden göç etmiş insanlardı. Birbirimize duygusal anlamda yardımcı olarak birçok zorluğu aşmamıza yardım ettik.
7. Avustralya’da iş hayatı nasıl? Şu anki aşamaya gelene kadar Avustralya’da neler yaptın?
Şu an süper kazanmıyorum ama şükrediyorum çalışma şartlarıma ve şu anki halime 🙂
9. Avustralya deyince herkesin aklına muhtemelen ilginç hayvanlar, böcekler falan geliyor. Senin gördüğün en ilginç hayvan neydi?
Aa birde burada her yerde her ağaçta, possum var, ağaçta yasayan sokak kedisi gibi düşünün ama hayvan kediye hiç bezemiyor farklı ve tatlı bir hayvan 🙂 Google’dan bakınız fotoğraflarına lütfen.
10. Avustralya’da şu ana kadar karşılaştığın tuhaf bir olay oldu mu (genel olarak)?
Yazın kutlanan Noel ve yeni yıl diyebilirim 🙂 Farklı bir tecrübe karides yiyip şampanya içerek kutlanıyor genelde.
11. Avustralya’da göçmen olmak nasıl bir his ve ırkçılık var mı mesela?
Müslümanlara karşı bir tepki yok burada ama Avustralya’nın kuzeyine doğru gittikçe göçmenlerin sayısı azalıyor ve milliyetçi Avustralyalıların hoşnutsuzluğunu görebiliyorsunuz. Çoğu şehir gibi Melbourne çok kültürlülüğe önem veren bir şehir ve zaten Avustralya bir bakıma göçmenler sayesinde var olmuş bir ülke (1970 lere kadar beyaz Avrupalı göçmen sonrasında da yavaş yavaş Asya ve Latin Amerika’dan göçmen alan bir ülke) Burada her göçmen grubun bir festivali var muhakkak ve çoğunlukla insanlar birbirini destekliyor ve hoşgörülü davranıyor… Irkçılığı ben sadece çalıştığım bir Yunan restoranında gördüm, onun hikayesi başka bir konu…
0 comments
Canım benim bizde yurtdışına adım atan herkesin alım gücünün yüksek ,rahat bir yaşam sürüyor zannediyorduk.Ne zorluklar çekmişsin .Seni bu azminden dolayı tebrik ederim.Standartlarına ulaşmak için vazgecmemeni çok değerli buldum. Teyzen Songül
Selamlar. Youtube' dan videolarınızı takip ediyoruz. Web siteniz de çok güzel, böyle yazıların devamını bekliyoruz.